26 Ekim 2013 Cumartesi

Nostaljik İnceleme: Infinity Land

9.4/10
Her ne kadar son yıllardaki çalışmalarına pek ısınamasam da, Biffy Clyro 21. yüzyılın en underrated gruplarındandır şüphesiz. Şu günlerde az biraz daha tanınır oldular; ama ilk 3 albümdeki tadı alamazsınız artık onlardan. Özellikle bu üçüncü, sofistike kayıtları gerçekten çok özeldir. Belki de İskoç bir topluluktan çıkmış en iyi progressive rock albümlerindendir.
Vokalist Simon Neil, Infinity Land'in ortaya çıkışını şu sözlerle açıklar: "Seri katil Jeffrey Dahmer'ı irdeleyen bir kitaptan ortaya çıktı bu konsept. Kitapta Dahmer "ideal cennet" olarak tanımladığı Sonsuzluk Diyarı'ndan bahsediyordu. Son derece acımasız bir gerçeklik: Her taraf ceset ve bok kaynıyor.. Albüm isminin nereden geldiği dinleyicilerin bilmemesi de iyi bir şey tabi, böylece kendi hayalgüçleriyle bu isimden ayrı anlamlar çıkarıyorlar. Sonsuzluk Diyarı, optimist bir yer olabilirdi, ama değil."
Harbiden de albüm son derece acımasız, ironi yüklü ve gergin şarkı sözleri içeriyor: "Slaughtered moments and useless tales, encourage others to take the blame. I love you, when you're not around." Ama albümün sizi büyüleyen ve aynı zamanda olumsuz bir yanı da var: Her bir şarkı sizi şaşırtarak durmadan farklı virajlara giriyor, ve aynı anda hem iyi gitar riffleri inşa ediyor, hem de bu bestelerin üstünde çok durmadan geçiyor bir başkasına. (Bu duruma en iyi örnekler, There's No Such Thing as a Jaggy Snake, My Recovery Injection, Some Kind of Wizard parçaları olarak gösterilebilir.) Bu sayede bu güzel, gizli hazineler kendilerini yeterince gösteremiyor. Albümün zamanında grubu şöhret yoluna götürmemesinin nedenlerinden biri de bu olsa gerek. Ama olur da benim gibi albümün suyunu çıkarırsanız her anın kıymetini biliyorsunuz.
Şu günlerde anaakım olma riskine gittikçe daha yakın duran, ilk tarzlarını bir türlü yakalayamayan ve bir sonraki albümlerinde sakız gibi patlayacak bir pop müziğe yanaşabilecek Bif'in ilk albümlerini dinlerseniz sevebilirsiniz de sevmeyebilirsiniz de, ama farklı bir duruşları olduğunu kabul etmek lazım.
Dipnot olarak; Infinity Land'ten uyarlanan bir film çekilse iyi bir iş olabilirdi diyerek yazımı noktalıyorum. Bu fikrin duyulması dileğiyle..
Dinleyin: Glitter and Trauma - The Atrocity - Only One Word Comes to Mind - There's No Such Thing As A Jaggy Snake

17 Ekim 2013 Perşembe

İnceleme: Lightning Bolt

7.3/10
Uzun zamandır bu albümün yayınlanmasını bekleyen bir hayran olarak, incelememe başlamadan evvel, bu duygunun anahtar cümlelerini buraya not düşüyorum:
-Eddie Vedder ve tayfası geri geldi, hoş geldi. Bırakın kayıtlar çaladursun.
-Müziğin akıbetinden umudu kesme. Gelecek günlerden umut var.
-Tavırlarınıza dikkat edin, efsaneye laf etmek yok.
ve son olarak: Şimşek gibi döndüler!
Albümdeki şarkıların adlarına göndermeler içeren bu cümleler bir kenarda beklesin. Zira bu cümleleri başa atarak, medyada sık sık gördüğümüz "klişe göndermeler listesi"ni olduğu gibi geride bırakmış olacağım. Bu klişelerde takılma tehlikesi yok artık. O halde incelemeye devam!..
Grunge'dan alternative rock'a kimseyi üzmeden evrilerek süregelen bu Seattle harekatı 20 küsur yıldır hiçbir duraklama işareti vermiyor. Öte yandan, bazı dinleyicilerin gözünde, eski günlerin ihtişamını da yakalayamıyorlar. Başta Ten, sonra Vitalogy olmak üzere beni Pearl Jam hayranı yapan bu döneme ruhumu ilk kaptırdığım zamanların anısı çok net, dahası hala da beni ağzım açık bırakıyor o şarkılar. Alive mı dersin, Immortality mi dersin, ya da Black, Garden, Jeremy ve daha nicesi.. O dönem harbiden muhteşemdir. Peki bu durum, güncel Pearl Jam'in değerini düşürür mü? Kesinlikle hayır. Pearl Jam'in müziği daima günceldir ve daima da güncel kalacaktır.
Peki bu onuncu stüdyo albümü hangisine yakın duruyor tarz olarak? Eh, bundan önceki albüm Backspacer'ı anımsattığı ve devamı gibi durduğu doğrudur; ancak bu albüm herhangi bir albümden öte, Pearl Jam gibi duruyor, sürpriz yok, yenilik yok, bildiğimiz, tanıdığımız Pearl Jam.. Başka türlüsünü bekleyemezdik zaten.
Albümün en sıkı parçası Mind Your Manners artık ezberinizdedir zaten, o isyankar ruh haliyle, insana verdiği müthiş anarşi gazıyla.. Sirens ise duygu olarak onun tam zıddı, melankolisiyle insanın içini ısıtıyor.. Şimdi gelelim mi diğer şarkılara? Lightning Bolt, Yellow Moon, Infallible, Let The Records Play ilk dinleyişte öne çıkıyor. Geri kalan parçalara ise dinledikçe daha çok bağlanıyorsunuz. Bu albüm sahiden sıkı...
Yazımı bitirmeden önce bu linki de vermek istiyorum, Eddie Vedder İstanbul konseri de dahil ilginç anılar anlatıyor..
Dinleyin: Mind Your Manners - Lightning Bolt - Yellow Moon - Future Days
İzleyin:  Lightning Bolt